Haber: İLEYDA ÖZMEN/ Kamera: UĞUR DEMİRCİ
Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı ve CHP adayı Mansur Yavaş, “Pandemide gerçekten esnaf dostu bir belediye başkanının nasıl olduğunu bütün Ankara’ya gösterdi. Halbuki şunu söylüyorlardı; seçime girerken pazarcılar terörist olmuştu. Öyle değil mi 2019’da? İnsanlar idare edenler kendisi beceremeyince kabahati başkasında buluyor. Son seçimlerde de kasapları terörist yapıyorlardı. Mutlaka seçime giderken birilerine bir lafla söylüyorlar. Halbuki terörist dediğiniz insanlar bu fiyatların artmasında hiçbir sorumluluğu yok. Bunlar ekmeğinin peşinde olan insanlar. Alın teriyle o yazın sıcağın altında, o son soğuk günlerde halka hizmet için çalışıyorlar. ve şunu da söyleyeyim; biz pandemi döneminde esnaflarımızın, kiracılarımızın çoğundan kira almadık, erteledik, zam yapmadık. Ama benim rakibim duyduğum kadarıyla pandemide sekiz bine yakın esnafa ceza kesmiş. İşte onun kestiği cezayı şimdi sandıkta siz ona ceza keserek cevabınızı vereceksiniz” dedi.
Mansur Yavaş, Pazarcılar Odası ile birlikte düzenlenen iftar programına katıldı. CPP Altındağ Belediye Başkan adayı Ramazan Değerli’nin de yer aldığı programda konuşan Yavaş, şunları söyledi:
“18 Mart Çanakkale Zaferi’miz ve aynı zamanda da şehit ve gazileri anma günü. Dün onlarla hep birlikte iftar yaptık. Bugün Cebeci Şehitliği’nde hepsini gezdik. Bu vatan için kanını veren herkesin mekanı cennet olsun. Peygamber Efendi’mize komşu olsunlar inşallah. Ben 2019 yılında da söyledim, şimdi de söylüyorum. Dedim ki; biz 2019’da seçimi kazanacağız ama bu asla zafer olmayacak. Çünkü zafer düşmana karşı kazanılır. Bizim karşımızda düşman yok dedik. ve o günden bugüne oy vermeyen hiç kimseyle ilgili tek kelime konuşmadım. Yine seçimden önce şöyle söyledim; beni seçerseniz dedim oy vermeyenleri pişman edeceğim dedim. Herkes şöyle bir baktı. Keşke biz de oy verseydik dedirteceğiz. Öyle pişman edeceğiz dedik. ve Allah izniyle geçen seçim oy vermese de beş yıllık yönetimimizden sonra herkes gördü ki bu belediyeler çok daha farklı yönetiliyor. Taşa, betona değil insana yatırım yapıyor. ve insan kalbine girmek asıl belediyecilik odur. Eğer bu insanlar sizi seviyorsa, gördüğü yerde sizinle birlikte olmak istiyorsa gönlünüzde girmişsiniz demektir. Yoksa yolda gördüğü zaman döner arkasını gider. Peki bu nasıl oldu? Seçildiğimizden itibaren hiç kimseyi ayırmadan çalıştık. Kimseyi ötekileştirmedik. En önemlisi bu idi. Oy verdi vermedi yapmadık.
“BELEDİYE BAŞKANLIĞI, ÇÖP PROJELERLE ORTAYA ÇIKIP VATANDAŞIN PARASINI ÇÖPE ATMAK DEĞİLDİR”
Arkasından da pandemi geldi. Pandemide gerçekten esnaf dostu bir belediye başkanının nasıl olduğunu bütün Ankara’ya gösterdi. Halbuki şunu söylüyorlardı; seçime girerken pazarcılar terörist olmuştu. Öyle değil mi 2019’da? İnsanlar idare edenler kendisi beceremeyince kabahati başkasında buluyor. Son seçimlerde de kasapları terörist yapıyorlardı. Mutlaka seçime giderken birilerine bir lafla söylüyorlar. Halbuki terörist dediğiniz insanlar bu fiyatların artmasında hiçbir sorumluluğu yok. Bunlar ekmeğinin peşinde olan insanlar. Alın teriyle o yazın sıcağın altında, o son soğuk günlerde halka hizmet için çalışıyorlar. ve şunu da söyleyeyim; biz pandemi döneminde esnaflarımızın, kiracılarımızın çoğundan kira almadık, erteledik, zam yapmadık. Ama benim rakibim duyduğum kadarıyla pandemide sekiz bine yakın esnafa ceza kesmiş. İşte onun kestiği cezayı şimdi sandıkta siz ona ceza keserek cevabınızı vereceksiniz. Pandemi döneminde insanlar işlerini kapatmışken cebinde bir kuruş para yokken bu insanları ceza kesmek neyin nesi? Bizler de tam tersine esnaf ayakta kalsın diye elimizden gelen her şeyi yaptık. En zoruna gidenler de şu oldu; Saat gecenin 11.00’i Süleyman Soylu sokağa çıkma yasağı ilan etti. Herkes şaşkın. Pazarcıya esnafımız götürmüş, tezgahını sermiş. Ne yapacak? Ertesi gün sokağa çıkılmayacak, işte belediye başkanlığı budur. Yarım saat içinde başkanlıkla temasa geçip, o tezgahta kalanların hepsini alarak hiçbir pazarcıya esnafımızı mağdur etmedik. Bir tanesi de, en fazla zoruna giden de belediye defterleri kapattırdık esnaflara. Birbirini tanımayan insanlar gitti, herhangi bir bakkalın önünde o günlerde borcunu ödeyemeyen, bakkalın önünden geçmeye utanan insanların bütün veresiye defterlerini kapattı. Belediye başkanlığı budur. Çöp projelerle ortaya çıkıp vatandaşın parasını çöpe atmak değildir. İşte böyle böyle biz Ankaralının kalbine girdik. Ankaralıyla sevgilisi olduk. İnşallah Ankaralı bu sevgisini sandıkta gösterecek, rekor bir farkla belediyecilik dersini vatandaş verecek inşallah.”