Paris’te UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras 10. Genel Kurulu düzenlendi. Kurula katılanlar arasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi, Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Prof. Dr. Gülnur Aybet ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz da yer aldı.
Genel Kurulda Bursa UNESCO Derneği, Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) ile Uluslararası Mevlana Vakfının UNESCO’ya akreditasyonları kabul edildi.
Büyükelçi Aybet, AA muhabirine yaptığı açıklamada, UNESCO’nun Dünya Kültürel ve Doğal Mirası Koruma Sözleşmesi’nin insanlığın somut olmayan mirasını korumak ve gelecek nesillere aktarmak açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Türkiye’nin bu sözleşmenin uygulanmasına önemli katkı sağladığını kaydeden Aybet, Türkiye’nin UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) listelerine kayıtlı 30 unsuru bulunduğunu, bunlardan 13’ünün çok uluslu dosyalar olduğunu kaydetti.
Aybet, “Bu da bizim kültürümüze yakın ülkelerle ne kadar ortak çalıştığımızı gösteriyor. Çok uluslu dosyalarımızın olması hem bu uluslararası işbirliği ve dayanışmaya verdiğimiz önemi de gösteriyor. Bu süreçte sivil toplum kuruluşlarımızın da danışma göreviyle SOKÜM sekretaryasına akredite olmalarını destekliyoruz.” dedi.
Halihazırda UNESCO’ya akredite Türk STK’lerin olduğunu, bu Genel Kurulda da ilave 3 Türk kuruluşun akredite olmasına yönelik karar alındığını hatırlatan Aybet, “(Somut Olmayan Kültürel Miras) SOKÜM’e akredite olan yeni STK’lerimiz KADEM, Uluslararası Mevlana Derneği ve Bursa UNESCO Derneğini de tebrik ediyorum.” dedi.
Aybet, Türkiye’nin dünya genelinde özellikle savaş ve kriz durumlarıyla karşı karşıya kalan ülkelerde, somut olmayan kültürün korunmasına da çok önem verdiğini kaydederek, “Bu kapsamda Gazze’de yaşanan insani krize de dikkati çekerek UNESCO’ya bu minvalde harekete geçme, önlem alma çağrısında da bulunduk.” dedi.
Büyükelçi Aybet, STK’lerin somut olmayan kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasında önemli rol üstlendiklerine işaret etti.
“STK’LERİMİZİN UNESCO’DA AKREDİTE OLMASI ÖNEMLİ”
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi de “Bizim için tabii ki sivil toplum kuruluşlarının UNESCO’da akredite olması çok önemli, çok kıymetli.” dedi.
Türkiye’nin hem insanlığının ürettiği değer, hem de kültürel mirasların korunması kapsamında UNESCO’nun kuruluş sürecinde de çok ciddi rol alan ülkelerin başında geldiğini kaydeden Terzi, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu anlamda özellikle Türkiye’de çok fazla unsurumuz mevcut. Ulusal envanterde 1142 unsurumuz, 2023 yılına kadar da 13’ü çok uluslu dosya olmak üzere 30 (somut olmayan kültürel) unsurumuzu UNESCO listelerine akredite ettik. Dünyada da bu anlamda da ikinci sıradayız. Tabii bu çalışmalarda sivil toplum kuruluşlarının rolü çok önemli.”
Terzi, Paris’te UNESCO merkezinde iki gün süren Genel Kurulda görüşlerini beyan ettiklerini belirterek, Türk STK’lerin UNESCO’ya akredite olmasını çok önemsediklerinin altını çizdi.
Selim Terzi, “Bugünden sonra döndüğümüzde de yine Türkiye’de de sivil toplum kuruluşlarımızı bu anlamda bilgilendirmeye devam edeceğiz. Çünkü ne kadar çok sivil toplum kuruluşumuz bu sürece dahil olursa UNESCO nezdinde de daha güçlü yarınlarımız olacağını biliyoruz. Bu anlamda da inşallah güzel çalışmaları hep yapacağız.” ifadelerini kullandı.
Terzi, Türkiye’nin çok kadim bir coğrafyaya sahip olduğunu, ülkenin her şehrinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne eklenebilecek çok ciddi kültürel unsurların bulunduğunu vurgulayarak, “İnşallah önümüzdeki süreçlerde hem bireysel dosyalarımız, hem çok uluslu dosyalarımızla daha iyi noktada olacağız.” diye konuştu.
UNESCO’ya akredite olan Türk STK’lerinin kendi çalışmalarını uluslararası kamuoyuna daha iyi tanıtma fırsatı bulacağını kaydeden Terzi, STK’lerin UNESCO çalışmalarına dahil olup katkı sağlayabileceğini aktardı.
Terzi, “Türkiye’nin kadim coğrafyasındaki unsurlarımızın, somut olmayan kültürel miraslarımızın dünyada daha bilinir, daha görünür olmasını çok önemsiyorum.” ifadelerini kullandı.
patronlardunyasi.com